Archive

Posts Tagged ‘diyetisyen’

Hangi egzersizler daha çok yağ yakıyor

February 15, 2010 Leave a comment

Metabolizma hızlandırıcı egzersizlerin aerobik olması faydalıdır. Çünkü vücudunuzda depolanan yağları yakabilmek için mutlaka oksijene ihtiyacınız var.

Hangi egzersizi yaparsanız yapın, o egzersiz süresince rahat soluk alıp verebilmeli, egzersiz arkadaşlarınız ile nefes nefese kalmadan sohbet edebilmelisiniz.

Yürümek, bisiklete binmek, golf oynamak, yüzmek kalp hızınızı mevcut hızından dakikada ortalama 25-30 civarında artıran bu aerobik aktiviteler, metabolizmanızı hızlandırmanın ve kalori yakmanın en iyi yoludur.

Aerobik egzersizleri ağırlık kaldırma gibi dayanıklılık antrenmanları ile desteklerseniz, daha başarılı olursunuz.

Dayanıklılık antrenmanları ile hem aerobik aktiviteye oranla daha fazla kalori yakarsınız, hem de kas kütlenizi artırarak vücudunuzun enerji tüketen dokusal yapısını çoğaltırsınız.

Bu konuda deneyimli bir fitness hocasından yardım alabilirseniz, başarı şansınızı artırırsınız.

Çıban için bitkisel kür

February 15, 2010 Leave a comment

Bazen stresten, bazende her hangi bir nedenden dolayı insan vücudunun her hangi bir yerinde çıban çıkabiliyor. bazı çıbanlar hafif ağrı yapıyor, bazı çıbanlar ise şiddetli ağrı… Sonuç olarak çıban görselliğide katlediyor. Şimdi sizelere, çıban için bitkisel öneriler sunuyoruz, buyrun.

Karaboynuzotu tohumları un haline gelene dek dövülür. Bu unla yapılacak lapa ile çıbanın üstünü örtülerek sarılır.

* Ketentohumu dövüldükten sonra balla karıştırılır. Bu şekilde elde edilen lapa ise yukarıdaki karaboynuzotu tohumu ile yapılan lapanın yerine geçer.
* Kudretnarı yağı günde 2 defa çıbanların üstüne sürülür.
* Kuru üzüm, sığırın içyağı ile merhem haline getirilir. Daha sonra ciltteki yaraların üstüne konursa iltihabı dışarı akıtarak yarayı iyileştirir.
* Marul yaprakları ezilerek lapa halinde çıbanların üstüne konur. Marul yaprakları haşlanarak da kullanılabilir.
* Semizotu lapa haline getirilerek çıbanların üstüne konur.
* Ardıç dalları ezilip kaynatıldıktan sonra elde edilen suya, sıcak su ilave edildikten sonra çıbanların üstüne kompres yapılır.

Siyah noktalar nasıl geçer

February 15, 2010 Leave a comment

Özelliklede ergenlik çağında ki gençlerin, adeta siyah kabusu haline gelen, siyah noktaların nasıl geçeceğine dair etkili öneriler sunuyoruz.

21 yaşına geldiğinizde siyah noktalar kendiliğinden yok olmayacaktır. Fakat siyah noktalardan uygun temizleme teknikleriyle kolayca kurtulabilirsiniz, yaşınız kaç olursa olsun. Tamamen cildinize ne kadar baktığınızla ilgili. Bol miktarda su için, taze meyve yeyip meyve suları için. Cildinizi temiz sade suyla yıkayarak temiz tutun.

Siyah noktalardan kurtulmak için ev yapımı tedaviler:

1. Kara Biber ve çökelek siyah noktalar için en etkili yöntemdir: Bir yemek kaşığı toz kara bibere kalın macun yapacak şekilde çökelek ekleyin. Sİyah noktaların olduğu bölgeye sürün ve kurumasını bekleyin. 5 -7 dakika sonra yıkayın. Bu sİyah noktalardan kurtulmak için etkili bir çözümdür.

2. Yulaf Ezmesi ve Yoğurt : 2 yemek kaşığ yulaf ezmesi ve 3 yemek kaşığı yoğurt alın. Bir yemek kaşığı limon suyu ve bir çay kaşığı zeytin yağı ekleyip karıştırın. Kasenin içinde güzel bir şekilde karıştırıp çırpın. Ellerinizi yıkadıktan sonra,öncelikle siyah noktaların olduğu kısma uygulayın ve sonra da tüm yüzünüze uygulayın. 5 – 7 dakika bekledikten sonra soğuk suyla yüzünüzü durulayın.

3. Mısır nişastasını sirkeyle karıştırarak macun haline getirin ve siyah noktaların bulunduğu bölgeye uygulayın. 15-30 dakika bekledikten sonra yıkama bezi ve sıcak suyla yüzünüzü yıkayın, bu yöntem siyah noktaları çıkartmanızda yardımcı olur.

4. Salatalığı soyup blenderda macun gibi olana kadar çırğın, çok sulu olmamasına dikkat edin. Yüz maskesi şeklinde yüzünüze uygulayın ve 25 dakika bekleyin. Bu uygulama yalnızca sivilce ve siyah noktaları temizlemiyor ayrıca cildinizi rahatlatarak tazelenmiş hissetmenizi sağlıyor.

Lavanta Faydaları

February 15, 2010 Leave a comment

Lavanta bitkisi ve çiçeği: Karabaş otu olarak da tanınan lavanta güzel kokulu mavi ve beyaz renkli çiçekler açan bir bitkidir.

Lavantanın faydaları: Yatıştırıcı ve uyarıcı özellikleri vardır. İdrar ve gaz söktürücüdür. Karın şişliği ve migren ağrıları için yararlıdır. Romatizma şikâyetlerini hafifletir. Mikrop öldürücüdür. Kokusu vücuda kuvvet ve ferahlık verir.

Ateşli hastalara iyi gelmektedir. Özellikle Karaciğere çok yararlı olan Lavanta, karaciğerin düzenli çalışması için yardımcıdırr. Bu özelliğiyle karaciğer yetmezliği, hepatit B ve C, sarılık gibi hastalıklarda yararı görülür.

Lavanta çiçeği yağı kapalı göze kompres yapıldığında gözleri kuvvetlendirir ve rahatlık verir.

Lavanta Nasıl Kullanılır? Çoğunlukla kokusu için kullanılır. Lavantadan lavanta yağı ve lavanta kolonyası elde edilir. Kokusu tahta kurdu, güve gibi böcekleri uzaklaştırır.

Lavanta çayı, romatizma ağrılarını azaltır, ayrıca saç diplerine sürüldüğünde saç dökülmesini azaltır. Lavanta yağı bulantı ve kusmaları gidermekte faydalıdır.

Lavanta yağı ayrıca, başta egzama ve yanık olmak üzere sedef, akne gibi cilt rahatsızlıkları için de kullanılır. Yemeklere ve salatalara 2-3 damla lavanta yağı katmak cinsel gücü arttırıcı etki gösterir.

Lavanta yağı zehirlenmelere ve çeşitli sağlık sorunlarına sebep olabileceği için günde 5-6 damladan fazla kullanmamak gerekmektedir. Alkol kullananlar, hamileler ve emziren anneler lavanta kullanmamalıdırlar.

Gözaltı peelingi ile morluklarla vedalaşın

February 12, 2010 Leave a comment

International masters of antiaging Ocak 2010 yıllık toplantısında tanıtılan ve dünyada bir ilk olma özelliği gösteren, Türkiye’de ilk bizim uyguladığımız peeling teknolojisi ile ağrısız, acısız’ gözaltı morlukları, gözaltı torbalanmaları,’barcode’ veya ’smokers line’ denilen, dudak etrafı kırışıklık ve çizgilenmeleri, kesin olarak acısız ve ağrısız bir şekilde 15 gün ara ile 4 seansta yok edilebiliyor.

Gözaltı morlukları genellikle düzensiz uyku, stres, alkol ve uzun süre ekran karşısında kalma gibi aşırı yüklenmeler sonrası oluşmakla birlikte genetik yatkınlık da bilinmektedir. Sorun bölgenin, dolaşımın bozulması ve toplanmaya uygun olan bu alanda birikimi ile birlikte oluşan koyu renkli görüntüdür. Bu alan ağrısız olmakla birlikte kozmetik açıdan sorun yaratmaktadır.

Kimi zaman enfeksiyon ve taş gibi idrar yolu ile ilgili problemlerde de olduğu gibi koyu renkli olmayan ama torbalanma sorunları da görünmektedir. Gözaltı ve çevresinin koyu renkli veya morumtrak bir görünüme sahip olması, kişinin yorgun, uykusuz yaşlı ve depresif görünmesine yol açar. Pek çok hasta sürekli herkesin kendisine neden yorgun olduğunun hatta uyuşturucu kullanıp kullanmadığının sorulmasından oldukça rahatsız olup psikolojik olarak etkilenmektedir. Bazen ailede olmadan sadece hastada aniden ortaya çıkabilir.

Açık tenlilerde olmakla beraber esmer tenlilerde daha sık rastlanan bir durumdur. Göz çevresindeki kan damarlarının cilde yakın olması ya da yağ torbalanması nedeniyle bu damarlarda dolaşımın iyi olmaması gibi nedenlerle kan toplanması sonucu görülebilir. Ayrıca bu bölgede bulunan ciltte pigmentasyon (koyu renk oluşması) fazlalığından yani cilde rengini veren hücrelerin fazlalığından olan, en sık görülen tipidir. Sıklıkla da her ikisi birden yani hem torbalanma hem de aşırı pigmentasyon bulunur.

Alt kapakta olduğu gibi sıklıkla kirpiklerden kaşa kadar üst kapağı da kaplar. Gözaltında ve göz çevresinde dolaşımı hızlandırıcı, hücreleri yenileyen kozmetik ürünler kullanmak morlukları biraz hafifletebilir ama ciddi bir fayda sağlamaz.

Fakat bu son peeling ile sadece gözaltı ve dudak etrafına özel peeling ile gözaltı morluklarından, torbalanmalardan ve özellikle sigara içmeye bağlı dudak etrafı çizgilenmelerinden 2 ay gibi kısa bir sürede %90 başarılı bir şekilde tamamen kurtulabilirsiniz; göz çevresi ve kaz ayağı kırışıklıklarınıza elveda diyebilirsiniz.

Şifalı bitki tozları nasıl zayıflatıyor

February 12, 2010 Leave a comment

Kilo vermek isteyen herkes doğada da bir bilge olduğunu unutmamalı. Çok eski dönemlerden bu yana incelmenin yolunun bu bilgelerin verdiği sırlarda gizli olduğunu biliyor musunuz? Fazla kilolar ve bir türlü yakılamayan yağlarla ilgili olarak tabiatın kulaklarımıza fısıldadığı önemli bir sır var. Bilindiği gibi daha fazla şişman bir toplum olma yolunda ilerliyoruz. Kilolara yönelik çok önemli bir çözümden söz ederek, önemli bir fayda sağlayacağımızı düşünüyoruz. Tabiatın hem gençliğin hem de zayıflamanın adresi olduğu bir gerçek! Yeryüzünde hayata dair bazı zorluklarla nasıl baş edeceğimizi bilge insanlardan, onların işaret ettiği yollardan öğreniyoruz.

Doğadaki bilgenin kilolu insanlar için özel bitkileri
Diyet de yapsanız, inatla erimeyen yağlarla baş etmek için kullanılan birçok geleneksel yöntem, “bölgesel kilolar” sorununu çözmüyor. Türk kadınının en çok kalça ve basenlerde biriken yağlardan çok şikâyetçi olduğu biliniyor. Öncelikle bu hayali boşa çıkarmayacak bir zayıflama sırrı bazı şifalı bitkilerin öğütülmüş formlarında gizli doğal ürünlerin tozları yoluyla kilo vermek en kalıcı çözüm. 12-75 yaş arası herkes uygulayabiliyor bitkisel zayıflama yöntemini. Çok fazla kilolu olan obez insanlar için de etkili oluyor. Lokal yağlanma problemi çekenler içinde.

Çoğu zaman diyetle bedendeki yağlar yok olmadığı için zayıflamak için pek çok yola başvuruyorlar kadınlar. Bitkisel tozların faydası, doğanın maharetinde gizli. Yağ hücrelerini harekete geçiriyor ve bedenin yağlı bölgesinde depo edilen yağların yok olmasına neden oluyor. Bütün bunlara karşı çaresiz ve çözümsüz olacağını düşünen birçok insan bunalıma giriyor. Oysa özellikle üstünde durduğumuz “Doğadaki bilge”nin varlığını es geçmeyelim. Onun sırlarına mutlaka kulak vermek lazım. Sağlığın ve zayıflamanın bilgece sırlarını içinde barındıran yemyeşil doğa, kilolu insanlar için de “özel bitkileri” sunuyor, Herbalium’un ilk kez 2006 yılında keşfettiği bu “özel bitkiler” inatçı kiloların kesin olarak bedeni terk etmesini sağlıyor.

Nasıl inceltiyor?
Kullanılan bu şifalı bitki tozları, metabolizmayı tıkır tıkır çalıştırdığı için istenilen sonuç kısa sürede alınıyor. Nasıl incelttiğine gelince; “İnatçı” yağlara savaş açıyor ve onları bitkilerdeki özel maddeler yardımıyla yakıyor. İçinde yer alan 7-8 ayrı bitki farklı işlevlere neden oluyor. Örneğin bazıları bedendeki kan dolaşımını çoğaltıyor. Bir süre sonra şişman doku inceliyor. Bu şekilde yağlı derininin görünümü değişiyor ve düzleşiyor…

Yoğurda karıştırılıp yenilmesinin ardından mideye girdikten sonra adeta bir “zayıflama hekimi” gibi çabalayan bu bitkiler, 1 aylık sürede 2 beden incelmeye neden oluyor. Her alanda güzellik, form ve sağlık dağıtan bitkilerin bir armağanı bu incelme süreci… Bu uygulamayı gerçekleştiren kişilerde doğaya olan güveni daha da artırıyor bu olumlu sonuç…

Doğada güzellik ve sağlık reçetelerine yönelik daha fazla yeni buluşlara tanık olacağız. Şimdiye kadar bu alanlarla hiç ilgilenmeyen insanların da başını o tarafa çevirdiğini gözlemleyebileceğiz. Bilinçlendikçe de bu ilgi daha çoğalacak.

Bu sırrı es geçmeyin
Doğadaki forma girme “sırlarına” gözünüzü kapamayın! Çünkü hızla doğallığını yitiren hava, su ve teknolojik kirlilik sayesinde rahatsızlıklarımız çoğaldı. Dolayısıyla sağlığa dair birçok şey yine doğanın eczanesinin “raflarında”. Bu doğal güzellik konularında ve bitkisel form kazanma yolları ile ilgili her türlü konudaki sorularınızı telefonla veya maille bana iletebilirsiniz.

Mutluluk ve doğallık sizinle olsun.

Trans yağlar damar sertliğine neden oluyor

February 12, 2010 Leave a comment

Bir tarafdan “fast food” beslenmenin yaygınlaşması, diğer yandan “fırın pastane ürünleri”nin çok fazla kullanılması trans yağ kazanımımızı artırdı ve sonuçta bu “insan yapımı yağ”lar sağlığımız için çok önemli tehditler haline geldi.

Read more…

Kapari bitkisi ve faydaları

February 12, 2010 Leave a comment

Kaparinin şifası; Evliya çelebi 400 yıl öncesinde keşfetmiş bu bitkinin varlığını. İşte bu kumlu toprakta, bu iklim şartlarında gebre adında bir yemiş yetişiyor ve bu yöre halkı bu yemişin sirkeli turşusunu yapıyor.Bu turşu için çok faydalı diyor evliya çelebi.

Faydalı oluşu hastalıklara deva olmasından, zindelik, sağlık, güç vermesinden olsa gerek ve meşhur olmasıda lezzetli faydalı oluşundan.

Kaparinin bezelye büyüklüğündeki tomurcuklarının protein, vitamin, mineraller, rutin ve hardal yağı glikosidi yönünden oldukça zengin olması, onu doyurucu bir besin haline getiriyor. Gençleştirici ve “afrodiziak”- cinsel gücü arttırıcı- etkisi de keşfedilen kapari tomurcukları, Avrupa ve Amerika da vazgeçilmez bir çeşni olarak sofrada yerini alıyor. Özellikle Batı Avrupa ülkelerinde kaliteli bir meze olarak kabul görüyor.Kapari tomurcukları salamura edildikten sonra, zeytinyağı ve limonla işlem görüyor ve mezeye dönüşüyor;sofraların baş tacı oluyor.

Kaparinin tomurcukları dışında “karpuzcuk”da denilen meyveleri ve sürgün uçları da salamura ve sirkede muhafaza edilmek suretiyle gıda olarak değerlendiriliyor. Özellikle de Kıbrıs’ta ve İspanya’da sürgün uçları, vejetasyonun başlarında taze iken toplanıyor.Tabii yine sirke ve tuz ile terbiyelendikten sonra tüketiliyor.Çünkü acılığı- ki bu acılık içeriğindeki hardal yağı glikosidinden kaynaklanıyor- ancak bu şekilde gideriliyor ve asıl tadı ortaya çıkıyor.

İnsanlar kapariyi gıda niyetine tüketirken aynı zamanda, pek çok hastalığa karşı da bağışıklık kazanıyorlar.Örneğin özündeki rutin, kılcal damarlardaki kanamaları önlüyor.

Hayvanlar yediğinde ise sonuç inanılmaz. Süt ve yumurta verimi oldukça artıyor.

Kaparinin her şeyi değerli; hiçbir şeyi atılmıyor. Dal uçları, tomurcukları, meyveleri gıda sektöründe; yaprakları sertleşmiş dalları, kökleri de ilaç, boya ve kozmetik sanayiinde değerlendiriliyor.

İspanyollar köklerinden yaptıkları ilaçları, hemoroitin tedavisinden kalça rahatsızlıklarının giderilmesine, kadınların regl dönemlerinin düzenlenmesinden sancıların giderilmesinde kullanmışlar. Sirkesinden diş ağrılarının giderilmesinde faydalanılmış. Yine köklerinden zehirlenmelere karşı panzehir elde etmeyi başarmışlar.

Hindistan’da kaparinin kök kabuğu, taze veya kurutulmuş olarak yüzyıllardır müshil, tonik balgam söktürücü, solucan düşürücü, ağrı kesici olarak kullanılmakta. Romatizma ağrıları olanlar, felç geçirenler, dalak büyümesi şikayeti olanlar şifayı kaparinin kök kabuklarından elde ettikleri ilaçlarda bulmuşlar.

Avrupa’da meyveleri ve çiçek tomurcukları, müshil(kabızlık giderici) ve diüretik(idrar söktürücü) olarak kabul edilmekte, uyarıcı ve iskorbüt hastalığını önleyici olarak değerlendirilmekte.Yaprakların ezilmesiyle hazırlanan lapa ise gut hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır.Ayrıca kan bozuklarının giderilmesinde yine kapariye başvurulmakta.

Uluslararası Kanser Enstitüsü’nde yapılan çalışmalarda kapari, anti tümör aktivitesi sağlayan “ekstrakt”ın hazırlanmasında kullanılan bitkiler arasında yer alıyor.

MUCİZE BİTKİ KAPARİNİN FAYDALARI

1.Cinsel Gücü Artırıcı

2.Kabızlık giderici

3.İdrar söktürücü

4.Balgam söktürücü

5.Solucan düşürücü

6.Ağrı kesici

7.Romatizma

8.Felç

9.İskorbit hastalığı

10.Kan bozuklukları

11.Gut hastalığına

12.Antitümör

13.Hemoroid

14.Dalak büyümesi

15.Kalça rahatsızlıkları

16.Adet düzenleyici ve sancıları

17.Diş ağrıları

18.Karaciğer fonksiyonlarını düzenleyici

Karaciğer temizliği ve cilt hastalıkları için pancar kürü

February 12, 2010 Leave a comment

Prof. Dr. Ahmet Maranki karaciğer temizliği ve cilt problemleri icin kırmızı pancar kürünü tavsiye ediyor.

Problemleri karaciğer rahatsızlıkları, saç dökülmeleri, ciltsedef hastalığı, vitiligo (ala) hastalığı, egzama, kurdeşen (ürtiker) gibi hastalıkların giderilmesi için karaciğerin temizlenmesi gerekir.

Karaciğerin temizlenmesi için kırmızı pancar kürünün uygulanması gereklidir.

Kırmızı pancar kürü:

Önceden iyice temizlenmiş 250 gram kırmızı pancarı dörde bölerek 1 litre kaynar suda 3 dakika kaynatın.

Demlendikten sonra elde ettiğiniz pancar suyunu sabah, akşam ve gece yatmadan önce olmak üzere günde 3 kez aç karnına 1 er bardak için. Bu uygulamaya 3 hafta devam edin.

Her gün taze olarak hazırlanmalıdır.

Kabızlık kaderiniz değil

February 12, 2010 Leave a comment

Kabızlık, dışkılama zorluğu, haftada 3 defadan az (seyrek) dışkılama sorunudur. Kabızlığa neden olan durumlar; az lifli gıdalar tüketmek, yetersiz sıvı tüketimi, hareketsizlik, hipotiroidizm, gebelik, huzursuz barsak sendromu, diyabet, omurilik hasarı, multiple skleroz, parkinson hastalığı ve kolon kanseri gibi hastalıklardır.

Bunların dışında ağrı kesiciler, kas gevşeticiler ve bazı hipertansiyon ilaçları da kabızlığa neden olabilir.

Kronik kabızlıkta hemoroid gelişimi, karın ağrısı, anüs bölgesinde çatlaklar ortaya çıkabilir.

Yaşam tarzında yapılacak değişiklikler, bol lifli gıda tüketmek yararlı olabilir. Bunlar fayda sağlamazsa dışkı yumuşatıcı ilaçlar kullanılabilir.

Yeni gelişen veya 3 haftadan uzun süren bir kabızlık olduğunda veya kabızlık ile birlikte kanama, kilo kaybı ve halsizlik gibi bulgular olduğunda derhal bir doktora başvurulmalıdır.